TÜİK’e göre, % 20,6 Bilişimcinin işsiz olduğu ülkemizde, Akbank gibi büyük bir bankanın projelerini Hint’li bilişimcilerle yürütmesinin sonuçları ne olabilir [1]? Bu durumda Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 2023 için düşündüğü 160 milyar $’lık yazılım ihracatı hedefine nasıl ulaşabiliriz ki
Akbank’ın Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda CIO’su Alpaslan Özlü, 2010 yılındaki öncelikli hedeflerinin, bankanın tüm IT altyapısının Hindistan üzerinden “offshore outsourcing” edilerek yürütüleceği olduğu ifade etmekte.
2009 yılında, bir önceki yıla göre %60 oranında bir artışla kar’ı 2.7 Milyar liraya ulaşan Akbank’ın, ülkemizdeki işsizlik sorununa ve bilişimci işsizliğinin yüksek olmasına karşın, sürdürdüğü yeni stratejisi ile bilişim işlerinde yüksek sayılarda yabancı insan kaynağı çalıştırmakta olduğu ve bu sayıyı sürekli olarak artıracak yeni planlamalar yaptığı görülüyor.
Bilişim sektöründe %20.6 oranında işsizin bulunduğu (30,000’e yakın işsiz) ülkemizde Akbank’ın, kendi bilişim altyapısı için binlerce Hint kökenli bilişimciye iş imkanları yaratıyor olmasının, Akbank’ın kendisine ve Hindistan’a çok yararlı olacağı aşikar. Ancak Türkiye’nin ülke ekonomisine ve bilişim sektörüne yapacağı olumsuz etki de kolayca hesaplanabilir.
Dış Kaynak Kullanımı olarak adlandırılan bu strateji ile çok ucuza eleman kullanılmaktadır. Hindistan bilindiği gibi yurtdışı dış hizmet konusunda, hem yerinde, hem de uzaktan servis konusunda lider durumunda. Türkiye’de yıllardır Hindistan mucizesi konuşuluyor ve Hindistan gibi olmak hedefleniyor.
Ama şimdi bırakın Hindistan gibi olmayı, biz de Hindistan’ın büyümesine katkıda bulunan ülkeler arasında oluyoruz. Ne ironi ama değil mi?
Oysa dış kaynak kullanımınının yurtiçinden de temini mümkün. Gerçi yabancı elemanların getirilme izni alınırken, “yurtiçinde bu sayıda bilişimci yok” ya da “Hint’li bilişimci/yazılımcılar, bizimkilerden daha kaliteli” gibi nedenler uyduruluyor ama birinci neden için % 20,6 işsizliği bir daha hatırlatalım, ikinci neden ise yorumlarınıza bırakıyoruz.
Son yıllarda uluslararası bilişim şirketlerinin Hindistan’da oluşturduğu “outsourcing” merkezlerinin temel amacı, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki bilişim projelerinin Hindistan’a taşınması, bilişim proje maliyetlerinin daha aşağı çekilmesi, sermayenin daha fazla kar eder hale gelmesidir.
Akbank bir süredir projelerinde dış kaynak kullanımını, hem ülkemizde ikamet ettirilen Hintli bilişimciler ile ve hem de Hindistan’da yerleşik firmalara işlerin verilmesi şeklinde yürütüyor.
50 Milyon Dolarlık Hintli Bilişimci İçin Sözleşme İmzalayan Akbank’tan Sessizlik
Bu konuyu geçtiğimiz günlerde yayınlaşmıştık[1]. Ondan sonra konuyla ilgili kendilerinden yazılı ve sözlü olarak bilgi istediğimiz Akbank yetkilileri sorularımıza yanıt vermekten kaçındılar. Yayınlanacak haberi gördükten sonra yorum yapacaklarını belirttiler.
Duyumlarımıza göre dış kaynak kullanımı ile ilgili olarak en son 50 Milyon Dolar’lık sözleşmeye imza attığı belirtilen Akbank’ın yakın zamanda yeni bir “Offshore Outsource” proje ile binlerce Hint’li çalışana daha istihdam sağlayacağı belirtilmekte. İstihdam edilen Hintli bilişimciler, hem Akbank’ın Ümraniye deki uygulama geliştirme binasında hem de Hindistan’da yerleşik olarak halen çalıştırılıyor ve çalıştırılacak.
IBM, Infosys(Finalce) bu konuda Akbank’ın yakın çalıştığı iki dış kaynak (outsourcing) tedarikçisi. Yeni dış kaynak alımının Türkiye’de yerleşik dahi olmayan Infosys (www.infosys.com) firması üzerinden gerçekleştirilmesinin planlandığı belirtilmekte.
Bu firmaların Hint’li istihdamına ön ayak olduğu ve bunun için Akbank yönetimini bir süre önce Hindistan’da ağırlayarak buradaki yatırımlar konusunda bilgilendirdiği, iş geliştirdiği aldığımız duyumlar arasındadır. Arkasından da Akbank’ın Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda CIO’su Alpaslan Özlü’nün 2010 yılındaki öncelikli hedeflerinin tüm IT altyapısının Hindistan üzerinden “offshore” edilerek yürütüleceğini açıkladığı ifade edilmekte.
Akbank’ın Binlerce Hintli İstihdam’ı Yasalara Uygun mu?
4817 sayılı yabancıların çalışma izinleri hakkındaki kanuna göre ülkemizde çalıştırılacak yabancı personel izninin alınabilmesi, “başvurulan iş için ülke içinde aynı niteliğe sahip kişinin bulunmaması” koşuluna bağlıdır. Ama 30,000’e yaklaşan işsiz bilişimcinin Akbank’ın ihtiyaç duyduğu kıstaslara uygun olmaması söz konusu dahi olamaz. Bir an bunun mümkün olabileceğini, yani Türkiye’de 30,000 işsizin Akbank’ın aradığı özellikleri taşımadığını düşünelim. Bu durumda da hem Akbank’ın hem de Akbank’a istihdam sağlayan bilişim şirketlerinin kalifiye insan yetiştirme konusunda çaba harcamaması ve bu ülkeye yatırım yapmaktan kaçınmasını doğru mudur?
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Elektrik Mühendisleri odası yönetimi, Türkiye’de gerekli nitelikte bilişimci eksiği olmadığını ifade ederek, yapılan yanlışlığı onaylamalarının mümkün olmadığını belirtti.
Akbank, dış kaynak kullanımının yasal olup, olmadığı konusundaki sorularımızı da yanıtlamaktan kaçınmıştır.
Türkiye Bilişim Sektörünü Nasıl Etkileyecek ?
Türkiye’de elde edilen bilişim gelirlerinin %80’den fazlasının yurtdışına aktarıldığı ülkemizde Türkiye’de kalıcı yatırım yapmaktan kaçınan uluslararası IT şirketlerinin dış kaynak kullandırma çabaları hem ülke ekonomisi için büyük umutlar bağlanan Türkiye bilişim sektörünün tamamen yok olmasına hem de işsizlik sorununu çok daha fazla sayıda artırmasına sebep olacaktır.
Burada hükümetin/hükümetlerin, 3G de olduğu gibi “yatırım şartı” koymasının artık zamanı gelmedi mi?
Bu firmaların ülke değerlerinden istifade etmesi ve buna karşın ülke için sorumluluk taşımayan ve salt daha fazla kazanmak adına yapılan çabaların ne kadar etik olup, olmadığı tartışılırken; diğer taraftan 4817 sayılı yasaya rağmen ve bu işsizlik ortamında yabancı çalışan istihdamının nasıl sağlandığı konusu soru işareti olarak durmaktadır.
Bundan sonra bu proje ve diğer tüm outsource işler konusunda çeşitli dernek ve kuruluşların görüşlerini alacağız.
İyi Çalışmalar
İsmail Özcan
Project Manager
TurkTime